1. (a) … için, maksadıyla.
    The test questions are kept secret, so as to prevent cheating. (b) derecede,
    kadar, öyle ki.
    The day was dark, so as to make a good photograph hard to get: Gün, iyi bir fotoğraf çekmeyi imkânsız kılacak kadar karanlıktı.
yapacak kadar alçalmak Fiil
lütfetmek Fiil
tenezzül buyurmak Fiil
bir şeyi yapmamak için